14 Haziran 2008 Cumartesi

Bir(kaç) pisimin hikayesi



Doğal yaşamla gereğinden fazla iç içe olan biri olarak, bugün yine farklı birşey izledim. Bir ( pardon iki ) kedinin dünyaya gelişi. Evet, sevgili yılışık kedim Binnaz ( nam-ı diğer Kırıkkuyruk ) sonunda yavruladı. Kardeşi 1 ay önce "enceklemişken", bu vatandaş artık karnı yere değer hale gelmesine rağmen bu zamana kadar bekledi. İşin kötü yanı bizim kedi canavarı kızımız da burdaydı :S Zavallı hayvancık doğum için münasip yeri arayıp bir yandan da sancısı olduğunu ifade etmek için miyavlarken, aynı anda Zeynep'in sıkıştırmalarına katlanıyordu :D
Binnaz diğer kardeşlerinden farklı olarak, tamamiyle bir ev kedisi. Fare avına çıkmaz, meraya gezmeye gitmez, bahçeden dışarı ayağını atmaz, hep evin önünde yatar uyur, birisinden yüz buldu mu direk yılışır falan, öyle birşey. Zaten onun nasıl bir anne olacağını merak ediyorum. Ama içgüdü ve hormon karışımı bayağı etkili birşey anlaşılan. Şöyle ki, doğumdan yarım saat kadar önce, kardeşinin yavrularını boyunlarından tutup taşımaya çalışıyordu. Normalde onları dövdüğü için anlamadım ne yapmaya çalıştığını. Kıskanıp dövmeye kalksa canlarını yakardı ama yavrular gık çıkarmıyordu :S Yarım saat sonra bir baktık, bizimki ilginç bir şekilde miyavlıyor falan, sonra yere yuvarlandı ( tabi o karınla yatamıyor, doğrudan yuvarlanıyor zavallım ) ve doğum basamakları başladı. Tabi ineklerden alışık olunca, yadırgamadım olayı :D Neyse, ilk fare geldi :D Cidden fare gibi birşey. Başladı yalamaya yavruyu kurutmak için. 5-10 dk kadar özenli kurulama faslından sonra - dikkati çekiyorum, bu arada yeni yavru gelmiyor - tuttu kediyi boynundan ( daha doğrusu tutmaya çalıştı ama birkaç deneme sonrası başarabildi ), başladı yavruyu saklamaya uygun yer aramaya. Bir 5 dk da yer arama faslından sonra - yeni yavru hala gelmiyor - buldu bir yer, bir süre sonra tekrar koştura koştura geldi yanımıza. Zaten gelince hooop yere serildi, 1 dk içinde 2. yavru geldi. Yani, ilk yavruyu kurulayıp biraz besleyip yerine yerleştirene kadar yenisini doğurmadı. Annelik içgüdüsü oluyor tabi bunlar. Sonra ikinciyi de kuruladı, doyurdu, zar zor tutup taşıdı yerine götürdü. Sonrasını bilmiyorum çünkü artık eve girdik, bekleyemedim o kadarını.
İneklerde doğumu kaç kez gördüm ama bu kadar farklı gelmedi açıkçası. Açıkçası bu pisimin yaptığı muhteşem geldi bana, "vay beee" dedim içimden, bu kadar planlı olacağını düşünmemiştim. Binnaz doğumdan önce bile hazırlık yaptı ya, hamile annelerin çocuk yetiştirme kitapları okuması gibi birşey =) Bunun annesi daha dehşetti, 6 yavruyu birden alır, meraya eğitime götürürdü; avlanmayı falan öğrensinler diye. 2 gün sonra da getirirdi hepsini geriye. Daha önce Şerbet hakkında yazdığımda da demiştim; herşey ne kadar da hesaplı, düzenli, planlı. Doğaya baktığımızda aslında herşeyin o kadar da basit olmadığını, hepsinin altında fantastik bir güç olduğunu görmemek imkansız geliyor bana. Hormon falan da öte bir olay bu bence.

NOT: Sevgili kızımız Zeynep yine gidene kadar yemek bile yemeyip sadece kedilerle oynadı, onları sağa sola fırlattı falan. Şerbet de yine kıskançlıktan çatladı, dikkat çekmeye çalıştı, arada Binnaz'a bile saldırmaya kalktı =D

2 yorum:

Mehmet dedi ki...

valla bi gün telefonun çalıcak "Merhaba Discovery kanalından arıyorum. Sizinle bi program yapmak istiyoruz Edirne'deki doğal hayatla ilgili." dicekler.
Kızım napıyosun inek doğumu seyredilir mi, kedi doğumu seyredilir mi? İnsan doğumu bulsan onu da kaçırmıcaksın haa.

Elif M. dedi ki...

kardeş ben napayım işimiz bu :p inekleri sadece izlemiyoz, zaten biz yardım ediyoruz ona :D kedi de insan manyağı dibimizden ayrılmıyo gel de izle dercesine :D