6 Ağustos 2008 Çarşamba

Zamanın yetmediği an

Geldik 19'umuza... Artık bir iş deneyimi zamanı geldi de geçiyordu ki, üniversite müfredatı bu boşluğu zorunlu stajla doldurdu. Ama bu staj sadece tecrübe boşluğunu değil, boş diyebileceğimiz herşeyi dolduruyormuş meğer :S
Okulunu bitirmiş, işe başlamış insanların hayatlarının bu kadar rutin ve zamanlarının bu derece az olabileceğini düşünmemiştim. Tamam sabah 8 akşam 5 mesai, sabah ve akşam yolda geçen süre bilmem ne derken kendimize ayırabileceğimiz vaktin azaldığını biliyordum da, bu kadar da kötü beklemiyordum açıkçası. Sabahın köründe kalk yollara düş, akşam saati yurda dön, yemek yap, azıcık dinlen, e bir de uykumu alayım niyetine girdin mi tamam işte gün bitti. 24 saatten geriye kalan boş vakit anca 3-4 saat; hadi olsun 5. Bir film izledim yemek yiyip dinlendikten sonra, tamam işte kaldı 1 saat bana. Onda da kitap okurum geçer hemen. Hadi ben tek başımayım, aileyle geçirebilecek vaktim yok. Evde olsam yine annemin babamın yüzünü göremeyecektim heralde. Şimdiden acıyorum kendime 2 sene sonrası için.
Yine de sevdim bu staj ya da çalışma olayını. Arkadaş ortamı gibi bir sıkıntın olmazsa sıkıcı değil aslında ( Benim etrafımdaki kübiklerin sahiplerinin hepsi izinde )): ) İlerleyen günlerde daha da iyi olacağını düşünüyorum. Ama 3 günlük deneyimime dayanarak istediğim tek şey şu: Çalışmaya başladığımda rahat bir ortamda olayım, hayatım rutin olmasın, kendime yeterince zaman ayırabileyim. Yeterince kapsamlı bir dilek oldu sanırım :p

Hiç yorum yok: