21 Ağustos 2008 Perşembe

Ben çektim onlar çekmesin...

klasik bir büyük lafıdır: "Ben çok çektim; bari çocuklarım çekmesin." Ne içli bir cümleymiş; son zamanlarda daha bir anladım.
Blog arkadaşlarım sıra sıra staj deneyimlerini yazıyor. Ben de kusur kalmayayım :p Ama benimki biraz sitem dolu olacak sanırım. Staj yaptığım şirketten bunu okuyan birileri varsa ( çok küçük de olsa bu ihtimal 0 değil ), kusuruma bakmasınlar. Gün içinde pek sırası gelmediği için düşüncelerimi yüzlerine söyleyemedim; bari buradan öğrenmiş olsunlar.
Yeni bir ortama girmenin zorluğunu bilirsiniz. Kendinize güveniniz ne kadar tam olursa olsun, istediğiniz kadar girişken ve sıcakkanlı olun, ısınma günleri her zaman işkencelidir bence. Canı isteyince ya da ihtiyacı olunca gereğinden fazla sıcakkanlı, onun dışında ciddi ve soğuk görünüşlü biri olarak herhangi bir ortama alışma sürecinde en çok acı çekenlerdenim sanırım. Aslında genel olarak çevreyle ilgili bir sorunum olmaz, pek yadırgamam farklılıkları ya da eksiklikleri; ama insanlarla samimi olma faslım olması gerekene göre biraz daha yavaş ilerliyor sanırım. Napalım, Allah böyle yaratmış; olmadı mı olmuyor :p
İşte bu tip durumlarda, "yeni gelen" nasıl biri olursa olsun, ev sahibine sorumluluk düşer bence. Kendi çapında cebelleşen bu insana biraz olsun yardım etmek, ortamı öğrenmesini sağlamak, insanlarla tanıştırmak, orada daha uzun süre bulunmuş birisi için bir görevdir. Görevden de öte, zevk alabileceği birşeydir bence. Ne var yani, hem bu arkadaşla doğrudan kaynaşmış olursun, hem o insanın yabancılık çekmesini engellersin fena mı?
Bunu kendimle biraz daha bağlayacak olursam, staj süresince en büyük sorunum bana sadece stajyer genç gözüyle bakılmış olması. Başka şirketlerdeki arkadaşlarıma, onlara gıpta ettiğimi 3 haftadır söylüyorum. Kimsenin hakkını yemeyeyim; hepsi çok iyi, çok şeker, çok geyik insanlar. Ama kendi çaplarında öyleler. İnsanlara korkunç ya da itici mi görünüyorum bilmiyorum. Tamam soğuk olabilirim; ama öyle olmasam da pek farketmeyecekmiş gibi geliyor. Çünkü muhabbet ederken çok iyi, ama bir kişi bile "Gel yemeğe beraber gidelim" demedi; bir organizasyon olduğunda davet etmedi. Yine de doğumgünü kutlandığı haberini veren ya da nispeten sıcak davranan herkese teşekkür ediyorum.
Üniversiteye girerken de bana yol gösteren birisi olmamıştı. Onun için benim arkamdan buraya gelen herkese mümkün olduğunca yardım etmeye çalışıyorum. İleride inşallah işe başladığımda da stajyerleri her gün yemeğe davet etme, onlarla ilgilenme sözü verdim kendime hafta itibariyle :D Yanlış anlaşılmak da istemiyorum; gerçekten ortamı çok sevdim. Çalışanlar için iyi bir ortam; ama stajyerler için psikoloji bozucu olabiliyor ara sıra ( Mesela bugün :S ) Sonuç olarak, stajyer olsam da birazcık daha fazla ilgi-alaka beklerdim sanırım. Kendimi ilgiye ihtiyaç stajyer ve yeni kayıt olmuş öğrencilere adayacağım bundan sonra =)

3 yorum:

Mehmet dedi ki...

yeni bir berrin keyik celik doguyor

Onur Yürüten dedi ki...

ahahah büyük acılar büyük insanları yaratırmış =P

ya o değil de zaten insanların çoğunluğu öyle, ortama yeni insan geldiğinde onu kucaklama işini beceremezler. zamanla ısınırsalar ne ala. bazılarına da ağzında kuş tutsan yaranamazsın. sen hiiç kafana takma kızım, keyfine bak, kendine bak...

Elif M. dedi ki...

zuhahaha cidden ha stajyer ve öğrencilerin elif ablası =))
ya zaten kaldı bi haftam, artık bu saatten sonra kucaklama falan kalmadı, geçtim herşeyden :D