8 Ocak 2012 Pazar

Sustum

Çok gevezeyim, kafa ütüleyen cinsten. Konuşmaya başladığımdan beri böyleymişim, herkese illallah dedirtiyormuşum daha küçükken bile. Telefonları istisnasız hep ben açarmışım, arayan kim olursa olsun 20 dk boyunca o gün neler yaptığımı anlattıktan sonra telefonu anneme verirmişim. Amma ve lakin beni en iyi susturan yöntemi buldum: Veda.

Bütün gün durmadan konuşup gülücükler saçabilen ben, vedalara hiç gelemiyorum. İster okul yolunda uçağa giderken, ister gece eve dönmek için belediye otobüsüne binerken. Ha bunu zaten biliyordum da bu kadar kötü olduğuna inanmak istemiyordum. Ne zaman ki hoşçakal denir, o zaman oturuveriyor o kayamsı yumru boğazımın ortasına. Değil kelime, ses bile çıkaramıyorum. Arabaların arka camlarına konan o aptal oyuncak köpekler gibi kafa sallamaktan öteye geçemiyorum maalesef. 

O yumru hala orada, erimesi gerekiyor. Ama o bir kartopu edasıyla, derinlere yuvarlandıkça daha da büyüyor sanki. Her derdimin devası uyku bile yok edemedi, üstünden saatler geçse de fark etmedi. Etmeyecek gibi de görünüyor... 

Bir çözüm bulmam lazım bu yumrulara, aksi takdirde hoşçakal lafını hayatımdan çıkarmam gerekecek :)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Yumruları aşağı indirmek için sabah 6'ya doğru yapılan yarı sarhoş saçma ve keyifli bir konuşma on numara olabiliyor =)

Not: Ben geldim

Elif M. dedi ki...

Eheh evet konuşma on numara ama işte yine yetmedi, 2 gün geçmesine rağmen oturuyo hala orda kendisi ;)

ps: Ooojgeldin :D