7 Temmuz 2012 Cumartesi

Dertsiz "ağrı"sız bir "Tuska"

Yine 1 ay ara, yine karşınızda ben. Spora gideceğim, sahile ineceğim planları yapan ben, son 2 haftadır bu alınan kararları uygulayamadım. Ama şimdi yine sahnelere dönme niyetindeyim, pardon spor salonuna :)

Ne oldu da aksattın sporu derseniz, geziyor ve gezdiriyordum. Mesela Tuska Air Metal Fest'e gittim (Tuska = Fince "ağrı, acı"). Helsinki'de birkaç yıldır düzenlenen başarılı bir metal müzik festivali kendisi. Biz de yazın buralardayız malum diyerek, nasibimizi aldık tabi. İyi ki de almışız, resmen gözüm açıldı. İstanbul'daki Sonisphere deneyimlerinden sonra Tuska'yı görünce önceden gittiklerimin festival olmadığına karar verdim.


Öncelikle festival alanına girişte kuyruk yok, gayet rahat giriş çıkış yapabiliyorsunuz. İçeri bir tane pet şişe sokmak serbest, alanda bolca çeşme de olduğu için şişenizi doldurup rahatça su içebilirsiniz. İçeride yiyecek içecek kuyruğu da neredeyse yoktu, en fazla 5 dakika harcamışımdır kuyruk beklemek için.


Bir diğer güzellik de oturma alanlarıydı. Abilerimiz çadırların altına bir sürü masa koymuş, rahat rahat oturup da müzik dinleyebilelim diye. Güzel güzel sohbetinizi de edebilirsiniz, nitekim her oturuşumuzda yeni insanlarla tanıştık.


Atlamamam gereken başka bir nokta: Kalabalık değil! Organizatörler köşeyi dönelim diye yüzlerce insanı el kadar yere sıkıştırma çabasına girişmemiş. Sahne önüne rahatlıkla ilerleyip izleyebiliyorsunuz performansları dolayısıyla, sıfır itiş kakış. Türkiye'deki organizasyon şirketlerinin öğrenmesi gereken şeyler var kesinlikle.




Bu sene festival moduna pek girememiştim, ama ona rağmen gayet başarılı bir etkinlikti Tuska benim için. Anahtarlığımı da aldım misler gibi, koleksiyonum genişliyor :) Bakalım seneye nasıl olacak...


Hiç yorum yok: